Döviz Cinsinden Akdedilen Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmelerinin TL Olarak Revizesi Hakkında Değerlendirmeler

Bilindiği üzere 13/09/2018 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile; 07/08/1989 tarih ve 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar’ın 4’ üncü maddesine “g) Türkiye’de yerleşik kişilerin, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.”   bendi eklenmiştir.

Ayrıca yine 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar’a geçici 8. Madde olarak; “Bu Karar’ın 4’üncü maddesinin (g)  bendinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, söz konusu bentte belirtilen ve daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, Bakanlıkça belirlenen haller dışında; Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenir.“ şeklinde hüküm ilave edilmiştir.

Bu yasal düzenlemeyle birlikte uzun dönem araç kiralama sözleşmeleri de dahil kiralama sözleşmelerinde yer alan yan edimler dahil tüm bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılabilmesinin hukuken önüne geçilmiştir. Hali hazırda döviz cinsinden akdedilmiş olan araç kiralama sözleşmelerinin de TL olarak revizesi öngörülmüştür.  Ancak bu düzenleme, araç kiralama sektörü de dahil olmak üzere piyasada; düzenleme tarihinden önce döviz cinsinden akdedilmiş sözleşmelerin TL olarak revizesinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususuna ilişkin cevabın düzenlemede yer almaması nedeniyle endişe yaratmıştır. Bakanlıkça belirlenecek istisnaların hangi sektörleri kapsayacağı hususunda bir açıklama olmaması nedeniyle de düzenleme bir takım soru işaretlerini beraberinde getirmiştir.

Ayrıca uzun dönem araç kiralama sektörü özelinde; düzenleme tarihinden önce döviz cinsinden akdedilmiş araç kiralama sözleşmelerinde çok sayıda finansmanı dövizle gerçekleştirilen araç bulunduğundan bu sözleşmelerin TL cinsinden revizesi hususu endişe yaratmıştır. Çünkü; düzenleme tarihinden önce akdedilmiş döviz cinsinden uzun dönem araç kiralama sözleşmelerinin TL olarak revizesi gerçekleşirse, şirketler döviz bazında borçlandıkları halde gelirleri TL üzerinden olacak ve dövizdeki yukarı yönlü hareketlere ilişkin maddi tehlikelere de açık hale gelecektir. Nitekim 2018 yılı itibariyle uzun dönem araç kiralama sektöründe gerçekleşen finansman işlemlerinin %78’ i döviz bazında gerçekleşmekteydi. Bu durum da; düzenleme tarihinden önce akdedilmiş uzun dönem araç kiralama sözleşmelerine konu olan araçların büyük bir kısmının finansmanının dövizle gerçekleştirildiğini göstermektedir. Nitekim sözleşmelere konu iş bu araçlar döviz cinsinden finanse edildiğinden, müşterilere de döviz cinsinden sözleşmelerle kiralama yapılmaktadır. Bu halde de; uzun dönem araç kiralama sektöründe yer alan şirketler bir yandan döviz borçlanarak müşterilerine kiralayacağı araçları satın almakta, diğer yandan da satın almış olduğu iş bu araçları müşterilerine dövize endeksli olarak kiralayarak döviz cinsinden gelir elde edip borçlarını ödemektedir. Nihai olarak da sözleşmelerde yer alan bedeller dövize endeksli olduğundan döviz kurunda meydana gelebilecek yukarı yönlü hareketlere ilişkin de koruma sağlanmış olmaktadır.

Sonrasında ise; Bakanlıkça, düzenlemeden istisna tutulacak alanlara ilişkin detaylı olarak çalışma yapıldığı ve istisna tutulacak hususların kısa süre içerisinde açıklanacağı yönünde kamuoyuna açıklama yapılmıştır. Akabinde 32  sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar’a ilişkin Tebliğ ‘ de Değişik Yapılmasına Dair 52 No’lu Tebliğ ile, 32 sayılı Karar’ a ilişkin Tebliğ’ in 8. Maddesinde değişik yapılmıştır. Bu değişiklikle birlikte yukarıda bahsetmiş olduğumuz hususlara ilişkin bir takım sorular da cevap bulmuştur.  Söz konusu değişiklikle 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar’ın geçici 8. Maddesinin 25. Bendine “ 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.” Şeklinde hüküm ilave edilmiştir. Böylece düzenleme tarihinden önce döviz cinsinden akdedilen araç kiralama sözleşmeleri istisna kapsamında tutulmuştur. Sektörün de düzenleme tarihinden önce döviz cinsinden akdedilmiş uzun dönem araç kiralama sözleşmelerinin TL olarak revizesi hususunda yaşadığı haklı endişe ortadan kalkmıştır.

Kanaatimizce; düzenleme tarihinden önce akdedilmiş döviz cinsinden araç kiralama sözleşmelerinin istisna kapsamında tutulması isabetli olmuştur. Zira sektörde yer alan şirketler araçların büyük çoğunluğunun finansmanını yukarıda bahsetmiş olduğumuz üzere döviz cinsinden kullandıkları kredilerle gerçekleştirmektedir. Hal böyle olunca şirketler araçların finansmanı nedeniyle yüklenmiş oldukları döviz borcunu, araçları dövize endeksli sözleşmelerle müşterilerine kiralayarak karşılamaktadır. Böylece şirket, yüklenmiş olduğu döviz borcunu dövize endeksli geliriyle bankaya ödemekte, bir yandan da döviz kurunda meydana gelebilecek yukarı yönlü hareketlere ilişkin kendini korumaktadır. Müşteri ise sözleşme döviz cinsinden akdedildiği için daha uygun kiralama bedeli ödemektedir. Nitekim dövize endeksli bu sözleşmeler her iki tarafın menfaatine uygun olarak tarafların özgür iradeleriyle akdedildiğinden sözleşme serbestisi ilkesiyle de bağdaşmaktadır.

Ayrıca, düzenleme tarihinden önce akdedilmiş döviz cinsinden araç kiralama sözleşmeleri istisna kapsamında tutulmasaydı; müşteriler araç kiralama şirketlerine revize taleplerini iletecek, bedele ilişkin taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı takdirde uyuşmazlık nihai olarak yargıya taşınacaktı. -Nitekim böyle bir durumda, döviz kurunda meydana gelen artışın fazla olması nedeniyle; kiracı bakımından ödediği kiralama bedelinde meydana gelen artışın fazlalığı, şirket bakımından ise borç yükünde meydana gelen artışın fazlalığı nedeniyle tarafların ortak bir noktada buluşmasının pek olası olmadığı kanaatindeyiz.– Ek olarak; araç kiralama şirketleri de, araçların finansmanı nedeniyle döviz cinsinden borçlandıkları kredi sözleşmelerine ilişkin bankalara revize talebinde bulunacak ve tüm piyasa kendini uzun süren yargılamalara konu bir sarmalın içinde bulacaktı.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir